Saygıdeğer Cumhur ittifakı liderleri

Bir seçmen ve seçmenler olarak sizlere serzeniş ile sesleniyoruz.

Biz Türk milletti olarak, Gazi meclisimizin çatısı altında, bu devlete kin ve düşmanlık güden, hem de alenen güden terörist sevicileri ve dahi destekçilerini görmek istemiyoruz.

PKK yı kutsayan, Şerefli Mehmetçik e iftira üzerine iftira atanları, devletimize seri katil diyenleri, o çatı da değil, hakkettikleri yer olan Maphus damında görmek istiyoruz.

En son olarak, yine Sezgin Tanrıkulu, yine Şerefli Ordumuza iftiralar attı.

Hem de bir TV programına bağlanarak, yani herkesin gözleri önünde.

Yetmiyormuş gibi, bir de kendisini tenkit edenleri, düşmanı olduğu devletimizin yargısı ile tehdit etme cüretini kendinde görüyor.

Bu artık kabul edilebilir bir durum değildir.

Birileri kalkacak, bu devlete kafa tutacak, Askerimize çirkin iftiralar atacak, sonra da bu devlerin hukukunu kullanacak, öyle mi?

Demokrasinin bu kadarı da fazla, çok fazla.

Kaldı ki, bu kişi CHP milletvekili?!

Ve CHP, daha Sezgin Tanrıkulu nu ihraç etmedi, etmediği gibi de, hiçbir şekilde ses dahi çıkartmadı.

Bu da şu manaya gelir ki, CHP, Tanrıkulu nun söylemlerinden, pardon iftiralarından rahatsız değil, hatta paylaşıyor.

Burdan bu çıkar.

Yani Mustafa Kemal in, doktrinleri ile, tabandan tavana zıt.

Yani bu Atatürkçülük, sadece bir kisve.

Çünkü, Türkiye nin bölünmez bütünlüğüne karşı muhalefet edenler ile aynı çizgide olanlar, asla ve kata Atatürkçü falan olamazlar.

Konumuza geri dönersek.

Kamu, Sezgin Tanrıkulu ve onun gibilerinin söylemlerinden ciddi manada rahatsız.

Bu kişilerin, Gazi Meclisimizin çatısı altında olmalarından duble rahatsız.

Bekleyen fezlekelerin, halen bekletilmesinden rahatsız.

Sezgin Tanrıkulu, bu iftiraları, ABD de, Amerikan ordusuna atsaydı, büyük bir ihtimalle, Nevada çöllerinde buhar edilirdi.

Bunu da herkes biliyor.

Ama bizde, her önüne gelen hain, vekil olabiliyor, parti kurabiliyor, TV lerde konuşabiliyor, gazeteci olabiliyor, STK kurabiliyor, İl, ilçe başkanı olabiliyor, hapis cezaları alsa bile içeriyi boylamıyor, mahkemelerde kimsenin akıl erdiremediği bir imtiyaz sahibi oluyorlar.

Fakat ABD demokratik, biz antidemokratikiz, öyle mi?

Kimse kusura bakmasın, bu kadar demokrasi, biraz değil, epey fazla.

Artık bu şahısların, Türk devletinin demir yumruğunu hissetme vakitleri gelmiştir.

Milletimiz bunu görmek istiyor.

Bir sonraki yazımızda buluşmak üzere, Allah’a emanet olunuz.