Bugun...

HAMAS, Nerede Hata Yaptı

 Tarih: 13-10-2023 11:15:00  -   Güncelleme: 13-10-2023 11:34:00
Erdal Şimşek

HAMAS’ın Hatası ne idi?

Filistin halkının yasal ve meşru tek temsilcisi olan HAMAS, AB ve birçok ülke gözlemcisinin denetlediği ve gözlemlediği (hafızam beni yanıltmıyorsa) 2005 veya 2006’daki seçimleri açık ara ile (yüzde 60 civarı) kazanmıştı. Ve tabii yine AB ve Batı’nın garantörlüğünde Filistin’de Mahmut Abbas hükûmeti HAMAS’a devretmesi gerekirdi. Bu olmadı, El Fetih/FKÖ çetesi Filistin ve uluslararası yasalara uymayarak hükûmeti devretmedi. Bununla da yetinmeyip ülkeyi fiili olarak ikiye böldü.

Fetih/FKÖ çetelerinin sokağında terör estirdiği Ramallah ve Batı Şeria’da HAMAS’lılara yönelik şiddet ve terör eylemlerini başlattılar. Birçok HAMAS’lı yöneticiyi, kadını, genci ve hatta aileyi bombalı ve silahlı suikast eylemleri ile infaz ettiler.

Bu dönemde Filistin Cumhurbaşkanlığının bir ofisi de Gazze’de idi. Mahmut Abbas, haftada en az iki gün Gazze’ye gelip buradaki ofisinde çalışıyordu.

HAMAS ise Gazze’deki mülteci kamplarında doğmuş ve bu şehirde oldukça güçlü bir siyasi hareketti ki hâlâ öyledir.

El Fetih/FKÖ’nün HAMAS’a ve HAMASLILARA yönelik terör saldırılarını arttırması, demokratik ve dünya seçim tarihinin belki de en şeffaf olanının sonuçlarını kabul etmeyerek hükûmeti devretmemesi ve seçimin sonuçlarını taşımaması, HAMAS’la aralarındaki köprülerin yıkılmasına sebep oldu.

HAMAS, seçimlerden birkaç ay sonra Mahmut Abbas’ın seçimi kaybetmesinden dolayı artık cumhurbaşkanı sıfatını yitirdiğine dikkat çekerek Gazze’deki “Başkanlık Ofisi”ne girişini yasakladı. Akabinde bir hükûmet kurdu ve o hükûmetin başına da İsmail Haniye’yi getirdi. Tabii bunlar öyle kolay olmadı. İkiye bölünmüş Filistin kendi arasında bir kez daha ikiye bölündü. Doğal olarak bu süreçte de yine silahlar konuştu…

Bu arada FKÖ ve El Fetih’in kurucu babası Yaser Arafat’ın Mahmut Abbas’tan nefret ettiğini ve onu İsrail yanlısı bir hain olduğunu defalarca dile getirdiğini bilmeyen yok sanırım.

Bu anlattığım süreci bire bir hem Gazze hem de Batı Şeria ve Ramallah’ta günü gününe, anı anına yaşadım. El Fetih/FKÖ silahlı milislerinin karşıt olan Arap sivillere uyguladıkları şiddet ve vahşet, Siyonist İsrail’in vahşetinden aşağı kalır yanı yoktu. Hatta birçok noktada onlardan daha ileriye gidiyordu.

Siyonist rejimin silahlı güçleri en azından açık açık sivilleri öldürüyordu. Fakat El Fetih/FKÖ’nün silahlı milisleri, sivil halka, kadınlara, çocuklara meydanlarda, sokakta, çarşı pazarda açıkta işkence ediyordu. Bunların bazılarına da şahit oldum.

Şimdi HAMAS’ı hepimiz ve herkes yargılıyor ama sivil ve siyasi bir parti olan HAMAS’ın geçtiği süreçler maalesef bu kadar acılı ve sancılı oldu.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki HAMAS birçok şüphe ve çekincemle beraber, Filistin halkının içinde doğmuş ve meşru bir siyasi parti idi.

Fakat bir süredir de İran ile kurdukları kirli ilişkiler sonrası benim için karanlık ve kirli bir örgüt haline dönüşmüştür. (İsrail’in vahşice katlettiği Şeyh Ahmed Yasin, İran rejimi ile bırakın ilişki kurmayı, selamlaşmayı dahi yasaklamıştı. İran’ın ABD’nin İslam dünyasındaki koçbaşı olduğunu biliyor ve söylüyordu.)

Mesleğim gereği 2005’ten bu yana gerek Filistin’de ve gerekse uluslararası camiada HAMAS’ı hep yakinen ve sahada takip ettim ve geçirdiği evrimi birebir gözetledim.

HAMAS’ın buğun geldiği nokta bir sonuçtur. Eğer 2000’lerin başındaki o seçim (ki İsrail de bu seçimi desteklemişti) sonuçlarına uyulup hükûmet HAMAS’a devredilseydi, o günden bu yana yaşaran acı ve vahşetin belki de hiçbiri meydana gelmeyecekti.

Herkes ama herkes HAMAS’ı o şiddet sarmalına itti. Ve işin doğası olarak o sarmala girdiğiniz anda kirli ilişkilere de bulaşırsınız.

2007 yılında İsrail Gazze’ye yönelik çok büyük bir saldırı ve imha harekâtı başlatmıştı. O harekât bitene kadar Gazze ve Siyonist İsrail’deydim. Günü gününe o savaşı izlemiş ve çalıştığım medya kuruluşuna (gazete ve TV) haber ve canlı yayınlar yapıyordum.

O savaşın ortasında, şu an HAMAS lideri olan ve o günkü Filistin Başbakanı İsmail Haniye ile bir röportaj yapmıştım. Hem de çatışmanın olduğu bir günde. Mülteci kampındaki evinde bizi ağırlamış, o halde bile bize yemek ikram etmişti. Ne yalan söyleyeyim, fakir bir sofra idi ve sofrada ekmek dahi yoktu. Evdeki üç beş kırıntı vardı sofrada.

Başbakan’ın sofrasının böyle olduğu bir şehirde halkın ne halde olduğunu artık siz düşünün.

Her yıl ve özellikle Ramazan ayında bayramlarda işgalci Siyonist rejim Gazze ve HAMAS’a yönelik çok ağır terörist saldırılarda bulundu, onlarca kez Gazze’yi yaktı yıktı. On binlerce insanı öldürdü yüz bini aşan insanı yaraladı.

Ve HAMAS tabii bu kıstırılmışlıktan kurtulmak için uzatılan kirli elleri tutması mümkündür.

Filistin devletinin resmî ve hukuki tek silahlı gücü olan HAMAS Silahlı Kuvvetleri’nin karacı/piyade güçlerinin geçtiğimiz günlerde İşgalci rejime yönelik başlattığı harekâtta bugüne kadar şahit olmadığımız görüntülere tanık olduk.

Bu görüntülerin azlığı veya çokluğuna değinmeyeceğim. Hatta bütün dünyayı kasıp kavuran ve Siyonist rejim tarafından üretildiği ortaya çıkan o sahte katliam görüntülerine de değinmeyeceğim.

HAMAS’ın bir tane dahi olsa İslâm Savaş Hukuku ve Ahlâkına aykırı davranışı olmamalıydı ve bunu sergileyen asker kesinlikle askeri mahkemeye çıkarılıp mahkemenin ve sonucunun dünyaya ilan edilmesiydi.

Filistin HAMAS Silahlı Kuvvetleri ve hükûmet yetkilileri bu hataya düşmeseydi, işgalci Siyonist rejim ile bağlılarının ürettikleri yalan haber ve görüntülerin dünyada bu kadar da etkili almayacağı kesindi.

  Bu yazı 1001 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI