Bugun...

Türkiye’ye Yeni Bir Amerikan Darbesi Geliyor

 Tarih: 20-10-2023 11:09:00
Erdal Şimşek

Dünyanın en organize terör yapılanması olan İsrail Terör örgütünün Filistin’de işlediği vahşetin yankıları Batı başkentlerinde parlamento binalarında ve sokaklarında kitlesel olarak yankılanıyor. Batılı yurttaşlar, Müslüman ülkelerin kralları ve diktatörlerinin suratlarına adeta tükürerek en sert protestolarını yapıyorlar.

 

Avrupa’nın en bağımsız ve özgür olmayan ülkesi Almanya’da bile halk sokakları inim inim inletiyor ve hükûmetlerinin bu vahşete karşı durmasını dayatıyorlar. İsrail terörizmine katıksız ve koşulsuz destek veren Avrupa Birliği ve parlamentosu geri adım atmaya başladı bile. Hatta bazı Avrupa ülkelerinde Yahudilere ait ibadethanelere bile maalesef saldırılar düzenlendi. Avrupalı Yahudiler artık sokağa çıkmaya korkuyorlar.

 

Atina’dan Madrid’e Berlin’e, Kopenhag’a kadar bütün batılı başkentlerin halkları ayakta. İsveç’te gösterilerde silahla iki kişi bile hayatını kaybetti. Gösteriler yavaş yavaş şiddet sarmalına doğru gidiyor maalesef.

 

Batı’da hal böyle iken Türkiye’de İstanbul, Malatya ve Diyarbakır’daki birkaç cılız gösteri gerçekleşmesine rağmen bir anda ABD, Adana’daki Konsolosluğunun faaliyetlerini durdurdu ve bütün personelini ikinci bir emre kadar evlerinde kalmasını emretti.

 

Siyonist terör örgütü İsrail, elçisini ve diplomatik personelini geri çağırdı.

 

Peki, Batı başkentlerindeki elçi ve diplomatlarını geri çağırdılar mı? Bu ülkelerin kendi yurttaşları için tehlikeli olduğunu söyleyip uyardılar mı?

 

Elbette ki hayır.

 

Ve aynı gün, CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu adına hepimizin; bütün T.C. vatandaşlarının cep telefonlarına gelen mesajda, başka bir gerekçe ile sokağa çıkmamız talep edildi.

 

Batı başkentleri ve büyükşehirlerindeki gösteriler ve can kayıpları ile Türkiye’deki cılız protesto eylemlerini karşılaştırdığımızda, Normal koşullarda ABD ve İsrail, bu ülkelerdeki diplomatlarını geri çekmesi gerekiyor. Buna mukabil hiçbir şiddet olayının yaşanmadığı Türkiye’den geri çekiyor.

 

Bu iki resmi karşılaştırdığımızda burada kesin bir hinlik olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.

 

ABD ile İsrail’in diplomatlarını ve Türkiye’de bulunan vatandaşlarını geri çekmesi ve CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu’nun sokağa çağrı mesajları aynı günde olması tesadüf olamaz.

 

Aslında ben hiçbir koşulda tesadüflere inanmam.

 

Pozitif bilimler okumuş ve fizik eğitimi almış bir yurttaş ve 35 yıllık bir gazeteci olarak hiçbir olayın, hiçbir hareketin hatta yaprak kıpırdamasını bile tesadüfe bağlamam ve inanmam. Hayat, on milyonlarca yıllık akışı içerisinde yaşamın herhangi bir köşesinde, kuytu bir ormanda, kıraç bir dağın tepesinde bile milimetrik bir tesadüfü kaldıramayacak kadar hassas dengeler üzerine kurulu.

 

Emin olun, dünyada bir kelebeğin kanadını hareket ettirmesi veya bir yaprağın bile bulunduğu dalda tesadüf olarak kıpırdaması, dünyayı ve hayatı alt üst eder ve emin olun dünyada hayat diye bir şey kalmaz. Dünya, hayat ve dünya düzeni bu kadar güçlü ve kesin bir şekilde tesadüflere kapalıdır.

 

Kılıçdaroğlu, ABD ve İsrail’in Türkiye’nin mevcut müesses nizamını; anayasal düzenini zan altında bırakacak ve hakkında kuşku doğuracak işlere girişmesi, birbirinden bağımsız ve tesadüf değildir kesinlikle.

 

Bu üçlü hareketin senkronize ve tek merkezden yönetildiğine/yönlendirdiğine inanıyorum ve bu inancımda kesin kararlıyım.

 

Öncelikle şu resme bakalım:

 

Son Filistin-terörist İsrail savaşından önce, İngiltere, savaş filosunu Karadeniz’e göndermeyi açıklamış ve bu yönde harekete geçmişti. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Montreaux Anlaşması uyarınca Çanakkale ve İstanbul boğazlarını savaş gemilerine kapattığını açıklamış ve buna müsaade etmeyeceğini duyurmuştu.

 

İkinci Resim:

ABD, dünyanın en gelişmiş ve en güçlü uçak gemileri ile filolarını Akdeniz’e göndermeye karar verdiğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert tepkisini umarım kamuoyu şimdi daha iyi anlıyordur.

 

Üçüncü Resim:

Akabinde dünyada bugünkü zalim düzeni kuran ve insanlığın baş belası Birleşik Krallık’ın (İngiltere) da Akdeniz’e en güçlü savaş filosu ve uçak gemilisini göndermesi kesinlikle Filistin-terörist İsrail çatışması ile alakalı değildir.

 

Dördüncü Resim:

Hatta ABD ve İngiltere’nin savaş filolarını Akdeniz’e göndermesinden sonra Rusya’nın hipersonik füzelerle donatılmış filosunu Karadeniz’de devriyeye çıkarması da bu resmi tamamlayan bir diğer parçadır. Rusya da bu iki vahşi, ahlaksız ve katil devletin yeni bir planı uygulamaya soktuğunu fark etti.

 

Peki, bu plan nedir?


Beşinci Resim:

Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye, Batı’nın istediği şekilde bir tavır takınmadı. Rusya’nın işgalciliğini ilan ederken iki devletle de ilişkilerini dengede tutarak sürdürdü. Sömürgeci ABD-İngiltere ikilisinin bütün ambargo dayatmalarına boyun eğmedi ve uymadı. Rusya’nın dünyaya açılan kapısı ve Ukrayna-Rusya barış masasının kurulacağı ülke olmayı tercih etti. Ve bunu da büyük oranda başardı.

 

Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının (Türk Boğazları) kendilerine kesin bir şekilde kapandığını gören iki eli kanlı katil devlet, Filistin’in terörizmle mücadelesi kapsamında meydana gelen savaşı bahane ederek filolarını Akdeniz’e yığmaya başladılar.

 

Kim ne derse desin, Bu savaş filolarının ana hedefi Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Burada Türkiye’ye çok büyük bir anlamda gözdağı verilmektedir.

 

Türkiye, bu gözdağını yuttu mu?

 

Elbette ki hayır. Daha filolar harekete geçer geçmesi kesin ve keskin tavrını ortaya koydu.

 

Akabinde ABD ve terörist İsrail diplomatlarını geri çekip vatandaşlarının Türkiye’yi terk etmelerini istediği gün, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu halkı hükûmete karşı sokağa çağırması olayı meydana geldi.

 

Yıllardır, bugünkü CHP’nin Türkiye’nin ulusal sorunu olduğunu söyleyip duruyorum. Sağ olmasın, tahtları devrilesice hükûmet yanlısı yalaka, şahsiyetsiz, omurgasız, arsız ve namussuz bazı medya kalantorları her platformdan sesimizin kesilmesini tehditle şantajla sağladılar.

 

Bunun haricinde bu sözlerimden dolayı o savcılık senin bu savcılık benim adliye koridorlarında süründürüldüm.

 

Sesimizi kısıp adliye koridorlarında süründürdüler de ne oldu?

 

Geçen süreç içerisinde CHP, ulusal tehlike olmakta ısrar ettiler.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve yurttaşları Kemal Kılıçdaroğlu’nun son ABD gezisindeki karanlık ve kayıp 8 saatini ortaya çıkarmadığı sürece CHP’nin ulusal güvenlik tehdidi gün geçtikçe daha büyüyecektir ve umarım bu tehlikenin altında devlet ve millet olarak kalmayız.

 

ABD-CHP-terörist İsrail triosu Türkiye’yi bir çıkmaza doğru sürüklemeye çalıştığı gün gibi aşikar.

 

Umarım ve dilerim hükûmet, “devlet aklı”na uyarak bu badireyi (milletti de arkasına alarak) atlatır.

  Bu yazı 500 defa okunmuştur.
  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
  • BUGÜN ÇOK OKUNANLAR
  • BU HAFTA ÇOK OKUNANLAR
  • BU AY ÇOK OKUNANLAR
YUKARI